CHP’Lİ ERDOĞDU: “ÜLKE BORÇ DENİZİNDE YÜZÜYOR”
-“AKP, ÜLKEYE BORÇTAN ÖTEKİ BİR ŞEY GETİRMEDİ. ÜLKELER VARLIK FONLARI İLE VATANDAŞLARININ GELECEĞİNİ GARANTİ ALTINA ALIRKEN, AKP VATANDAŞA 421,8 MİLYAR DOLAR DIŞ BORÇ BIRAKIP GİDECEK”
-“KASIM AYI PRESTİJİYLE DEVLETİN İÇ BORCU DA 137,8 MİLYAR DOLARA ULAŞTI”
-“AKP PERİYODUNDA KİŞİ BAŞINA DIŞ BORÇ BİN 964 DOLARDAN 5 BİN 39 DOLARA YÜKSELDİ. 4 KİŞİLİK BİR AİLENİN DIŞ BORÇ YÜKÜMLÜĞÜ 20 BİN DOLARIN ÜZERİNE ÇIKTI”
-“AKP GELDİĞİNDE VATANDAŞIN BANKALARA BORCU KİŞİ BAŞINA YALNIZCA 61 DOLARDI. BU SAYI 18 ARALIK 2020 PRESTİJİYLE BİN 280 DOLARI AŞTI”
-“ŞU ANDA TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİME BİLE AKP, 5 BİN DOLARDAN FAZLA DIŞ BORÇ, BİN 646 DOLAR DEVLET İÇ BORCU, BİN 280 DOLAR DA BANKA BORCU MİRASI BIRAKTI”
ANKARA – CHP İstanbul Milletvekili ve KİT Kurulu üyesi Aykut Erdoğdu, vatandaşa dünyalar vaat eden AKP’nin, ülkeye borçtan öbür bir şey getirmediğini bildirerek, “Ülkeler varlık fonları ile vatandaşlarının geleceğini garanti altına almaya çalışırken, örneğin nüfusu 5,5 milyonu bile bulmayan Norveç 1 trilyon 128 milyar dolarlık varlık fiyatına ulaşmışken, AKP vatandaşa 421,8 milyar dolar dış borç bırakıp gidecek” dedi.
Yaptığı açıklamada, dış borçların yanı sıra iç borçların da arttığını, Kasım ayı prestijiyle devletin iç borcunun 137,8 milyar dolara ulaştığını vurgulayan Erdoğdu, AKP’nin bununla da kalmadığını, Merkez Bankası’nın ihtiyat akçelerine bile el koyduğunu, bankanın döviz rezervlerini har vurup harman savurduğunu, yapılan 66,9 milyar dolarlık swaplar dışarıda tutulduğunda 60 milyar doların üzerinde açığa dönüştürdüğünü vurgulayarak şunları söyledi:
“Ülke adeta borç denizinde yüzüyor. 2002-2020 periyodunda nüfusu 66 milyondan 83 milyona yükseldi. Ancak dış borçlar 129,6 milyar dolardan 421,8 milyar dolara çıktı. Devletin iç borçları 91 milyar dolardan pahası harikulâde düşmüş TL’ye karşın 137,8 milyar dolara yükseldi. TL cinsinden bakıldığında iç borçların 7 kattan fazla arttığını görüyoruz. Son devirde döviz durum açığını kapatmak isteyen özel dal nedeniyle dış borçlarda bir ölçü azalma görülse de yıl sonunda 2019’un üzerine çıkacağı açık. AKP periyodunda kişi başına dış borç bin 964 dolardan 5 bin 39 dolara yükseldi. 4 kişilik bir ailenin dış borç yükümlülüğü 20 bin doların üzerine çıktı. Vatandaşın bankalara borcu da 4 milyar dolardan 107,2 milyar dolara çıktı. AKP geldiğinde vatandaşın bankalara borcu kişi başına yalnızca 61 dolardı. Bu sayı 18 Aralık 2020 prestijiyle bin 280 doları aştı.”
YALNIZCA BORÇ ARTMADI YAPISI DA BOZULDU
Yalnızca borçların artmadığını borcun vade yapısının da bozulduğunu, 2002 yılında dış borçların yalnızca yüzde 12,7’si kısa vadeli borçlardan oluşurken, bu sayının Haziran 2020 itibariyle yüzde 29,3’e çıktığına işaret eden Erdoğdu, “Ülkenin bu tarih itibariyle 132,8 milyar dolar kısa vadeli, 161,2 milyar dolar da vadesine bir yıldan az müddet kalan borcu var. Kısa vadeli borcun 123,7 milyar doları da özel bölüme ilişkin. Merkez Bankası’nın ise rezervi yok, ekside. Brüt rezerv bile kısa vadeli borcun yalnızca yüzde 69,1’ini karşılayabiliyor. AKP’nin beğenmediği 2002 yılında Merkez Bankası’nın brüt rezervleri kısa vadeli borca oranı yüzde 171,1 düzeyindeydi” diye konuştu.
DEVLET BORCA SAPLANMIŞ VATANDAŞINI KURTARMALIDIR
İktidarın, hayali istatistik ve kestirimlere dayanan, iktisat siyasetinin temellerini yerle yeksan eden tutarsız, istikrarsız, dün faiz tersi iken bugün piyasa iddialarının bile üzerinde faiz artırımına giden iktisat siyasetlerinin acısını vatandaşın çektiğini belirten Erdoğdu, şöyle devam etti:
“Vatandaş AKP iktidarının elinde inim inim inliyor. Borç batağına saplanmış durumda. Bu borçlar ödenemez. Vade sınırlamaları da zordaki vatandaşı daha da içinden çıkılamaz noktaya taşıyor. Borçlar, gelişmiş ülkelerde olduğu üzere daha düşük faizlerle daha uzun vadeye yayılmalı, tekrar yapılandırılmalıdır. Devlet borca saplanmış vatandaşını kurtarmalıdır. Aksi takdirde bu ülke, temel besin hususlarını bile sağlayamaz hale gelir. Hemen devletin müdahalesi gerekmektedir.”
TEK SIKINTILARI YANDAŞA PARA KAZANDIRMAK
Erdoğdu, AKP’nin vatandaşın borç yüküyle ilgilenmediğini, hala nasıl inşaat kesimini canlandırabileceği, nasıl yandaşlarına daha fazla para kazandırabileceği kaygısında olduğunu söz ederek açıklamasını şöyle tamamladı:
FÖŞ yazdı: Türkiye 2021: Erken seçim yılı olacak
Murat Ehil: Erdoğan’ın artan asabiyeti ve Ankara’da gergin bekleyiş
Ümit Akçay: Siyasi ve iktisadi krizin birleştiği yapısal bir krizdeyiz
Zülfikar Doğan: Faizi artırdı, sigara vergisini indirdi fakat tekrar kimse Lider Erdoğan’a güvenmiyor
