Toptan fiyatına ‘gross market’

ZEHRA ORUÇ/BURSA

Özen Grup’un bakkaliye ile başlayan gıda perakendeciliği serüveni, Onur markası ile 25’inci yaşını kutlamaya hazırlanıyor. Yeni nesil alışveriş trendine ayak uydurmak için mağazacılıkta konsept değişimine giden grup, Özen Gross markası ile ‘toptan fiyatına market’ konseptini başlattı. 155 noktada Onur market mağazası bulunan grup, yeni markası Özen Gross’un ilk mağazasını ise Bursa’ya açtı.

Temelleri 1979’da atılan Özen Grup’un bakkalcılıkla başlayan serüveni gıda perakende sektöründe bugün 155 marketi ile zincir mağaza olarak sürüyor. 1996 yılında Onur markası ile İstanbul 4. Levent’te ilk Onur market mağazasını açan grup, pandemi döneminde de yatırımlarını devam ettiriyor. Özen Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Özen, DÜNYA Bursa Temsilcisi Ömer Faruk Çiftçi’ye grup bünyesinde faaliyet gösteren Onur markasının hedef ve projeleri ile yeni markaları olan Özen Gross yatırımı hakkında açıklamalarda bulundu. Bünyesinde sekiz şirketi bulunan Özen Grup’un amiral gemisinin gıda perakendeciliği olduğunu ifade eden Cemal Özen, bu alanda ülke genelinde İstanbul, Bursa ve Trakya bölgesinde toplam 6 ilde 155 market ile hizmet verdiklerini ve 5 bin kişi istihdam ettiklerini söyledi. Cemal Özen, Onur olarak Türkiye’nin sekizinci, Bursa’nın da birinci en büyük marketi olduklarını belirtti. İstanbul’dan sonraki en büyük yapılanmanın Bursa’da olduğunu kaydeden Özen, Bursa’da 63 market ile hizmet verdiklerini kaydetti.

2021’de Onur olarak 25’inci yıllarını kutlamaya hazırlanırken, diğer yandan bu yıl, alışverişte değişen trendlere ayak uydurmak aracıyla ‘gross’ konsepti ile yeni bir marka oluşturduklarını anlatan Cemal Özen, “Eskiden insanlar ihtiyaçlarını en ucuz noktalardan almak için farklı farklı marketlerden alışveriş yapabiliyorken, artık tüm alışverişlerini tek bir noktadan yapmaya başladı. Hedef daima en ucuz fiyatla satın almak. Gross market trendi buradan çıktı. ‘Toptan fiyatına market’ sloganı ile oluşturduğumuz Özen Gross marketlerinin ilk şubesini Bursa’da açtık. Tüm ürünlerimizi minimal bütçelerle imal edip, 365 gün en ucuz fiyatlarla müşterilerimize sunacağız. Kısa zamanda başka illere de yatırım yapacağız” dedi. Özen Grup’un hedeflerinden de bahseden Cemal Özen, orta vadede yeni yerleşim yerlerinde, optimal noktalarda hem Onur market hem de Özen Gross market olarak yatırımları sürdüreceklerini ifade etti.

Dalından koparılan meyve-sebze 18 saatte rafa geliyor

Market olarak 1996’dan beri hizmet verdiklerini kaydeden Özen, “Ayrıca kendi üretimimiz olan özel markalarımız bulunuyor. Onur marketlerinde bu markalı ürünleri de müşterilerimize sunuyoruz. Rapata unlu mamuller markamızda iki entegre tesisimiz bulunuyor. Monet olarak da iki et entegre tesisimiz var. Karkas etlerin parçalanması, mağazalarımızda müşterilerimize sunulması hizmetini veriyoruz. Onur Hamarat markamız ile gıda dışı ürünleri imal ediyoruz. Onur Bereket markası ile de gıda ürünlerini üretiyoruz. Bakliyat üretimimizi kendimiz yapıyoruz. Ancak rekabet üstünlüğünü Onursal Tarım markası ile sebze-meyve organizasyonumuzda gerçekleştiriyoruz. Dalından koparılmış ürünü 18 saatte rafa yetiştiriyoruz. Direkt köylüden alıp müşterimize taze meyve-sebze sunmanın avantajı ile rekabette öne çıkıyoruz” dedi.

Pandemi döneminde istihdamı yüzde 30 artırdı

COVID-19’un Türkiye’de ortaya çıkması ile mart-nisan ve mayıs aylarında cirosal bazda beklenenin üstünde artış kaydedildiğini ifade eden Cemal Özen, “Bu dönemde herkesin risk yaşadığı ortamda hizmet vermeyi, cepheye su, yemek taşımak olarak değerlendirdik. O günün şartlarında istihdamımızı yüzde 30 artırdık. Buna bağlı olarak maliyetlerimiz arttı ve üç aylık cirosal büyümeden karlılık elde ettiğimizi söyleyemeyiz. Bu dönemdeki artışı yatırıma çevirdik. Uluslararası markaların verilerine göre Onur olarak sektörün 10 puan üzerinde büyüdük” bilgisini verdi. Özen, ayrıca pandemi döneminde Bursa’da Bursa Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde 65 yaş üstü vatandaşlara hizmet götürdüklerinden bahsetti.

Grubun amiral gemisi gıda perakende sektörü

Amiral gemisi gıda perakendeciliği olan grubun aynı zamanda bu alanı besleyen lojistik ve inşaat sektörlerinde de şirketleri bulunuyor. Cemal Özen, “İnşaat şirketimiz konut odaklı projeler yapıyorken aynı zamana iş hacminin yüzde 10’unu da gıda perakendesi alanındaki yatırımlarımız oluşturuyor. 300 araçlık filoya sahip lojistik şirketimiz ise iş hacminin yüzde 90’ını gıda perakende hizmetimize kanalize etmektedir” dedi.

Sektör Perakende Yasası bekliyor…

Perakende sektörünün dernek ve federasyon çatısı altında doğru bir kenetlenme örneği gösterdiğine değinen Cemal Özen, “Nakit para akışı ile Türkiye ekonomisini domino eden bir sektörün yasasının olmayışı üzüyor. Halen Ticaret Yasası ile yönetiliyoruz. Sektörü daha rekabetçi ama büyüğün küçüğü yuttuğu ortamdan çıkarabilecek, alışverişçinin lehine fırsatların olacağı, rekabette adaletin olduğu bir Perakende Yasası’nın çıkmasını istiyoruz. Sektörde yapılan yanlışlara karşı sadece cezalandırıcı bir tavır değil, hata düzenleyici, hata önleyici, eğitici, yapıcı bir yaklaşımın sergilenmesi gerekiyor” diye konuştu.

‘30 DAKİKADA ADRESE TESLİMAT’ BAŞLATACAK

Bugün e-ticaret hizmetinin toplam satıştan aldığı payın yüzde 2 seviyesinde olduğunu kaydeden Cemal Özen, kısa vadeli hedeflerinin ise bu oranı yüzde 5’in üzerine çıkarmak olduğunu söyledi. Özen sözlerini şöyle sürdürdü: “E-ticaret alanında iki farklı şekilde hizmet veriyoruz. Biri günlük teslimat ile siparişleri alıp belirli saat aralıklarında teslimat yapmak, diğeri taze gıda dışı ürünleri kargo ile diğer illere ulaştırıyoruz. Bu alanda yeni bir proje üzerinde çalışıyoruz. Halihazırda bugün bu alanda hizmet veren bir marka ile işbirliğine giderek, bize siparişini veren müşterimize 30 dakika içerisinde teslimat sağlayacağız. Şu an bu projenin alt yapısı tamamlanıyor.”

“Yüksek fiyatı yansıtmıyoruz”

Cemal Özen, üretim girdilerinin önemli bir kısmının dolar cinsinden olması nedeniyle bugünkü üretim maliyetlerinde kayda değer bir yükseliş olduğunu; ancak yerli ve yerel perakendenin bu artışı özellikle pandemi döneminde raflarına yansıtmadığının altını çizerek, “Doların yükselmesine bağlı olarak üretim maliyetleri yükselince üretici bize yüksek fiyattan vermek durumunda kalıyor. Biz yerli perakendeciler ve Onur olarak bu yükselişi raflarımıza yansıtmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Kendi karımızdan fedakarlık yaparak, daha pahalıya almış olmamıza rağmen müşteriye doğru fiyatla sunuyoruz” dedi.