Yarışın otomotiv dalının geleceği açısından son derece manalı sonuçlar doğuracağına inandığını belirten Kacır, Ulusal Teknoloji Atağı’na değindi.
Türkiye’nin bu sayede stratejik kesimlerde tam bağımsızlığı için gerekli adımları atabileceğini lisana getiren Kacır, “Milli Teknoloji Atılımı, bir istikametiyle de daha yüksek katma pahalı üretime geçmenin, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini ağırlaştırmanın, inovasyon ve yenilik odaklı çalışmaların ve dizayna bedel vermenin ismi.” tabirini kullandı.
Ulusal Teknoloji Atağı seyahatinde, endüstrinin lokomotifi olan otomotiv bölümünün gelişim ve dönüşümünü anlatan Kacır, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bu doğrultuda, önümüzdeki periyotta dal paydaşlarıyla birlikte hazırlamakta olduğumuz mobilite teknolojileri yol haritasını, kamuoyu ile paylaşıyor olacağız. Tüm mobilite uygulamalarında, yerli ve ulusal teknoloji eser ve hizmetlerine yönelik atılımlarımızı, aksiyonlarımızı kamuoyuna ilan ediyor olacağız. Otomotiv dalı, 30 milyar dolara yakın ihracatıyla Türkiye’nin kıymetli sanayi dallarından. Dalın en kıymetli gelişimlerinden biri, Türkiye’nin Arabası Teşebbüs Kümesi Projesi. TOGG, aslında bir araba projesi olmanın ötesinde, taşınabilir akıllı aygıt projesi olarak öne çıkıyor.”
Mehmet Fatih Kacır, otomotiv bölümünün geçmiş devirlerde onlarca yıl süren dönüşümleri ve ihtilalleri 10 yıl içinde eş vakitli olarak yaşayacağına dikkati çekti.
Elektrikli araçların insanların hayatında yıldan yıla çok daha fazla yer tutacağını vurgulayan Kacır, 2030’da satılan arabaların yarıdan fazlasının elektrikli araçlar olacağının öngörüldüğünü lisana getirdi.
Kacır, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Otonom teknolojiler giderek gelişiyor ve önümüzdeki yıllarda pek çoğumuzun kullandığı arabalar, otonom özellikleri daha yüksek seviyede taşıyor olacak. İrtibatlı araç teknolojileri, yıldan yıla gelişmeye devam edecek. Arabalarımız, kullandığımız pek çok eşyayla ve tahminen bedenimizdeki biyo sensörlerle haberleşiyor olacaklar. Paylaşım iktisadı, dünyada giderek büyüyor ve tahminen önümüzdeki yıllarda pek çoğumuzun kullandığı araçlar, yalnızca bizim tarafımızdan değil, paylaşımlı olarak pek çok insan tarafından kullanılıyor olacak. Biz, bütün bu ihtilallerin eş anlı olarak yaşanmasını, aslında çok güçlü bir altyapıya sahip olan otomotiv kesimimiz için kıymetli bir fırsat olarak görüyoruz. Türkiye’de son yıllarda yapılan Ar-Ge çalışmalarının, önümüzdeki periyotta muvaffakiyetle hayata geçirilebilecek, ticarileştirilebilecek pek çok projenin işareti olduğuna inanıyoruz.”
“Türkiye, bilim ve teknoloji temelli bir kalkınmanın muvaffakiyet kıssasını yazacak güce sahip”
Son 18 yılda TÜBİTAK TEYDEB Programı kapsamında, 937 firmanın, kimileri üniversitelerle olmak üzere 2 bin 335 projeye imza attığını aktaran Kacır, bu projelerin pahasının 7,4 milyar lira olduğunu belirtti.
Projelerin 182’sinin elektrikli araç teknolojilerine, 28’inin de otonom araç teknolojilerine yönelik gerçekleştirildiği bilgisini paylaşan Kacır, “TÜBİTAK Akademi Ar-Ge Programı kapsamında 387 proje hayata geçirildi. Bunların toplam fiyatı yaklaşık 1,3 milyar lira. Bu Ar-Ge projelerinin pek birçoklarının önümüzdeki devirde muvaffakiyetle ticarileşebilmesi için daima birlikte çaba göstereceğiz.” diye konuştu.
UFUK 2020 AB programı kapsamında otomotiv araç üreticilerinin 31 projede 12,5 milyon avro dayanak almaya hak kazandığını anlatan Kacır, “Önümüzdeki devirde UFUK programları başlayacak ve bu kapsamda, otomotiv kesiminin geleceğini belirleyecek yıkıcı teknolojiler, yapay zeka, 5G, objelerin interneti, siber güvenlik, büyük data, blok zincir, yeni kuşak materyal üzere alanlarda eser ve süreç geliştirmeye dönük uygulamalar desteklenecek.” bilgisini paylaştı.
TÜBİTAK Sanayi Doktora Programı kapsamında, üniversite-sanayi iş birliğini gerçekleştirmeye dönük 39 projede 127 doktoralı araştırmacının yetiştirilmesini desteklediklerini söyleyen Kacır, Memleketler arası Başkan Araştırmacılar Programı ile dünyanın en başarılı üniversitelerinde araştırma tecrübesine sahip bilim insanlarının Türkiye’ye getirildiğini bildirdi.
TEKNOFEST’te robotaksi, elektrikli araç ve hidrojen güçlü araç yarışlarında yüzlerce, hatta binlerce gencin otomotiv dalını dönüştürecek, geleceğin teknolojilerini geliştirmeye dönük projelere imza attığını anımsatan Kacır, “İnanıyoruz ki Türkiye’nin geleceği aydınlık. Türkiye, bilim ve teknoloji temelli bir kalkınmanın muvaffakiyet kıssasını daima birlikte yazacak güce sahip. Kâfi ki Türkiye’nin geleceği için çalışalım, gençlerin, girişimcilerin önünü açalım.” dedi.
