Pandemi sürecinin olumsuz tesirlerinden kurtulup tekrar canlanmaya çalışan dallardan biri de otomotiv bölümü. Kısa vadeli beklentiler çok olumlu olmasa da eksperler uzun vadeli kurtuluş reçetesinde dijital dönüşümün, inovasyonun ve yeni teknolojilerin büyük kıymet taşıyacağını belirtiyor.
Malum, dijital dönüşüm her kolda farklı yaşanıyor. Daha süratli ve yeterli hizmet sunan yeni teknolojilerin ortaya çıkmasıyla mahsusen üretim dalındaki büyük oyuncuların da tesiri azalıyor. Geçmişte, yüksek anapara gereksinimi bölümlere yeni girenler için bir sorun oluşum ediyor ve üreticiler için faaliyet ve yarışma neredeyse imkansız hale geliyordu. Bu durum bulut, yapay zeka (AI) ve nesnelerin interneti (IoT) üzere dijital teknolojilerle artık sorun olmaktan çıkmaya başladı. İnovatif akıllı mobilite alternatifleri ve irtibatlı araç özellikleri sunan yeni pazar oyuncuları, üretici firmaları ayakta tutabilmek için onları süratle gelişen yarışma ortamına ayak uydurmaya zorluyor. Pekala yeni normalimizle birlikte, otomotiv bölümünün geleceği nasıl şekillenecek?
McKinsey’nin raporuna nazaran; otomotiv bölümü süratle kapsayıcı ve hizmet odaklı bir modele akıllıca değişim yaşıyor. 2023 yılına kadar bu kolun ciro büyümesinin yüzde 46’sının dijital servislerden kaynaklanacağı düşünülüyor. PwC’nin yaptığı araştırma sonuçlara nazaran de 2030 yılına gelindiğinde klasik otomobil satışı, yedek modül ve satış sonrası servislerden elde edilen kâr orantısı, otomotiv pazarı yekun kârının yüzde 70’inden yüzde 55’ine gerileyecek; yeni kâr paylarıysa yüzde 5’ten yüzde 25 seviyesine yükselecek. Yani otomotiv şirketlerinin oyunda kalıp müşteri taleplerini karşılayabilmesi için BT altyapısı ve şirket operasyonlarında çeviklik, eş devirli müşteri bağlılığı, ortak emel doğrultusunda iş birliği ve geliştirilebilir servis sunumu üzere faktörleri baz alarak bir dönüşüme gitmesi epey kritik hale geliyor.
Teknoloji şirketlerinin oyuna dahil olması ve inovasyon suratının artması ile otomotiv kolundaki dijital dönüşüm hızlanıyor. Elektrikli mobilite, paylaşımlı araç hizmeti sunan mobil pratikler, drone ile sağlanan eser tedariği üzere yeni iş modelleri geliştirilirken; klasik üretim devleri de ağ temaslı araç modeline ahenk sağlamaya çalışıyor. Orjinal Gereç Üreticileri’nin, yeni kontaklı araç eser öbekleri için müşterilerinin beklentileri, data muhaberesi ve güvenliği üzere birtakım faktörleri göz önünde bulundurması gerekiyor.
Temaslı, otonom, paylaşımlı, elektrikli araçlar global otomotiv kesiminde dönüşüm yaratıyor. Kontaklı araçlar her ne kadar 20 yıldan çokça bir müddettir piyasada olsa da nispeten yakın devrana kadar özellikleri büyük ölçüde acil yardım, konum izleme, uzaktan teşhis ve görsel-işitsel parti ile sonlu kaldı. Gelgelelim çok daha ziyadesi var…
IBM’in sunduğu rapora nazaran, otomotiv müşterilerinin ve paydaşlarının öngörüleri ve beklentileri de nispeten dikkat alımlı. Müşterilerin %48’i otonom, mobilite hizmetini servis olarak veren ve bunun yanı sıra düşük maliyet ve konfor sunan bir araçta, kendileri için markanın değersiz olduğunu söylüyor. Otomotiv üst seviye başkanlarının %50‘si de muvaffakiyetlerini devam ettirebilmek velev hayatta kalabilmek için, tertiplerin kendilerini dijital olarak tekrar keşfetmelerinin gerekli olduğunu düşünüyor. 2030 yılına kadar otomotiv başkanları tarafından otomotiv sanayisinde çalışanların yetkinliklerinin yine oluşturulması ismine 33 Milyar USD harcanması bekleniyor.
Önümüzdeki süreçte o denli görünüyor ki şirketler CASE (bağlantılı, otonom, paylaşımlı ve elektrikli) vizyonuna hazırlanmaya devam edecek. Bu yapay zeka, analitik, yeni data idaresi ve platform stratejileri üzere yeni teknolojilerin kolda öne çıkması, değerli değişikliklere işaret ediyor.
Şinasi Furkan AVCI
twitter.com/snsfrknvc
