Güç kayıpları tüketicinin cebine yansıyor

İklim değişikliğine karşı toplumsal önlemlerin yanı sıra bireysel önlemler de büyük önem taşıyor. İklim değişikliğine karşı alınabilecek en büyük önlemlerden biri ise, enerjinin tasarruflu kullanılması. Bugün üretilen enejinin yaklaşık 40’ı evlerde kullanılırken, bu oranın yüzde 80’i de ısıtma ve soğutma amaçlı tüketiliyor. Ev ya da iş yerinde alınacak önlemlerle enerjide tasarruf sağlamanın yanı sıra iklim değişikliğiyle de mücadele edilebilir.

Enerji tasarrufunun toplum tarafından enerjiyi az kullanmak şeklinde yorumlandığını söyleyen Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği (VERİMDER) İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin, “Enerji tasarrufu ile amacımız, daha az enerji kullanıp mekanları zayıf bir iklimlendirmeye maruz bırakmak değil, aksine daha az enerji tüketerek aynı randımanı hatta daha güçlü bir randımanı sağlayarak ülke ekonomisine katkıda bulunmak. Enerji faturası sebebiyle büyüyen cari açık hem döviz kurları üzerinde hem de tasarruflarımızın üzerinde büyük bir baskı uygulamakta olduğundan dolayı enerji verimli kullanmak adına atılan her adımın bu baskıları hafifleteceğini düşünmek sadece bilimsel değil aynı zamanda pratik bir gerçek.” dedi.

Evde geçirilen süreye bağlı elektrik ve doğalgaz faturaları da artıyor

Enerji kayıplarının iklim değişikliğine etkilerinin yanı sıra tüketicilerin bütçesini de etkilediğini belirten Emre Alkin, “Havaların soğuması ile birlikte tüm ülke halkının tükettiği enerji kullanımına bağlı faturalarda da artış gözleniyor. Özellikle mart ayında Türkiye’de ilk kez tanıştığımız koronavirüs salgınının önümüzdeki kış aylarında da devam edeceği tahmin edilirken, ev içerisinde geçireceğimiz sürelerde artıyor. Bu durumda tüketicilerin elektrik ve doğalgaz faturaları artmaya devam ediyor. Çünkü bu iki ürün de dövize endeksli. Döviz yükseldikçe elektrik ve doğalgazın da fiyatı artıyor. Geçen yılın aynı dönemine göre elektrik ve doğalgaz fiyatlarında yüzde 30’dan fazla artış var.” şeklinde konuştu.

Evin içini sıcak tutmanın yolu ısıyı korumaktan geçiyor

Enerji tasarrufu konusunda bireysel olarak yapılacak ısı yalıtımı uygulaması ile tüketicilerin hem bütçelerini hem de doğayı koruyabileceklerine dikkat çeken Emre Alkin, tüketicilerin hem bütçelerini hem de ev içi ısıyı korumak için mutlaka ısı yalıtımı uygulaması yaptırması gerektiğini söyledi. Çünkü üretilen enerjinin yaklaşık yüzde 40’ının evlerde kullanılırken, bu oranın yüzde 80’inin ise ısıtma ve soğutma için harcandığını belirten Alkin, şunları kaydetti: “Ev içerisinde bulunan ısının kaybı ise içerideki sıcaklığı arttırmaya yol açıyor. Ancak ev içi ısıyı yüksek tutmanın yolu sıcaklığı arttırmaktan değil evdeki ısıyı korumaktan geçer. Artan doğalgaz faturalarını dengeleyebilmek için tüketicilerin yaşam alanlarına ısı yalıtımı yaparak enerji verimli hale getirmeleri mümkün. Özellikle konutlarda tüketilen enerjinin tasarrufu için yapılacak ısı yalıtım uygulaması hem tüketici hem de ülkemizin ekonomisine olumlu etki ediyor. Avrupa Birliği standartlarında gerçekleştirilecek doğru enerji tasarrufu uygulamaları ile ülkemizde bulunan toplam 21 milyon konutta, ülke olarak yıllık yaklaşık 7 milyar dolar tasarruf elde etme fırsatı vardır. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın ‘Tercihini Verimlilikten Yana Kullan Hem Sen Kazan Hem Türkiye Kazansın’ kampanyasındaki veriler de doğru uygulamalarla hane halkının yüksek oranlarda tasarruf edebileceğini net olarak ortaya koyuyor.”

“Kentsel dönüşüm, enerji tasarrufu konusunda fırsat olabilir”

Kamu binaları, üretim tesisleri gibi binalar haricinde, Türkiye’de 2019 yılında yapılan araştırma sonucu yaklaşık 22 milyona yakın konut bulunduğunu bildiren Emre Alkin, enerji tasarrufu konusunda kentsel dönüşümün fırsat olabileceğini vurguladı. Son yıllarda inşaat sektöründe gözlenen artış ile enerji tasarrufu yapılan Enerji Kimlik Belgesi’ne (EKB) sahip binaların üretildiğini anlatan Alkin, yanı sıra hala enerji tasarrufu uygulamalarının olmadığı binaların da bulunduğunu aktardı.

Bu durumun hem tüketici hem de ülke ekonomisini olumsuz etkilediğini söyleyen Alkin, “Enerji tasarruf uygulamaları için binaların ısı yalıtımına sahip olması büyük önem taşıyor. Ülkemizde yapılan kentsel dönüşüm ise enerji tasarrufu uygulamasının binalarda yaygınlaşması için fırsat niteliği taşıyor. Yalnızca Türkiye’de 20 yıllık bir zaman diliminde yaklaşık 14 milyon konutun, kentsel dönüşüm kapsamında değerlendirilmesi planlanıyor. Kentsel dönüşüm uygulamaları pek çok farklı yöntem ile gerçekleştiriliyor. Yeniden üretim yapılan uygulama kapsamında yeni yapılacak binaların Enerji Kimlik Belge alma zorunluluğu ve TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Standardı kriterlerine uyumlu yapılması gerektiğinden dolayı mutlaka enerji tasarrufu tedbirlerine göre projelerin tamamlanması gerekiyor.” açıklamasını yaptı.