Bu araçlar, yeni araba satışlarının yüzde 3’üne tekabül ediyor.
Ancak etraf örgütü Greenpeace ile Ulaşım ve Etraf isimli etraf aktivisti kümesinin yaptığı incelemeler, bu araçların kilometre başına ortalama 120 gram CO2 emisyonuna yol açtığını gösteriyor.
Resmî “laboratuvar” sonuçları ise bu sayısı kilometre başına 44 gram olarak gösteriyor.
Şarj edilen bataryalara sahip (Plug-in hybrid electric vehicles -PHEV) hibrit araçlar, akaryakıt ve dizelle çalışan klâsik araçlara ve dışarıdan şarj edilemeyen konvansiyonel hibritlere düşük karbonlu alternatif olarak pazarlanıyor ve büyük ilgi görüyor.
İngiltere’de hükümet akaryakıt, dizel ve hibrit otomobillerin satışının yasaklanması için öngörülen 2035 tarihini 2030’a çekme konusunu tartışıyor.
Hibrit araçların çevreyi izafi olarak daha az kirletmesi nedeniyle satışlarının 2035’e kadar devam etmesi öngörülüyor.
28 ton karbondioksit
Bu yeni araştırma, CO2 salımının hibrit araç üreten şirketlerin tez ettiği kadar düşük olmadığını da ortaya koyuyor.
Yeni datalara nazaran, PHEV hibrit araçlar kullanım müddetleri boyunca ortalama 28 ton CO2 salımına yol açıyor.
Akaryakıt ve dizel otomobillerde bu ölçü 39-41 ton, konvansiyonel hibritlerde ise 33 ton ortasında seyrediyor.
Otomotiv imalatçıları, laboratuvar testlerinin her vakit gerçek dünyayı yansıtmayabileceğini kabul etmekle birlikte, son araştırmada kullanılan emisyon bilgilerinin iki yıl öncesine dayandığını ve performanslarının daima geliştiğini belirtiyor.
‘Kuzu postuna bürünmüş kurt’
Greenpece ise PHEV araçları “otomotiv kesiminin kuzu postuna bürünmüş kurdu” olarak niteliyor.
Greenpeace’ten Rebecca Newsom, “Çok daha etraf dostu bir seçim üzere görünebilirler, ancak düşük emisyon taraflı düzmece savlar araba imalatçılarının spor, akaryakıt ve dizel motorlu araçları üretmeye devam etmede kullandığı bir taktik” diyor.
PEHV araçlar yalnızca elektrik kullanarak 30-60 km uzaklık katedebiliyor.
Şoför davranışı belirleyici
Ulaşım ve Etraf isimli küme ise, PHEV araçları kullanan şoförlerin otomobilleri pek şarj etmediklerini ve akaryakıt ve dizele yöneldiklerini belirtiyor.
Ayrıyeten bu araçlar soğuk havalarda yahut şoförün apansız sürat yapması halinde otomatik olarak akaryakıt ve dizelle çalışacak formda tasarlanmış bulunuyor.
Bu nedenle uzmanlar, aracın karbon emisyonunda şoför davranışının belirleyici olduğunu vurguluyor.
