Enerjisa’nın araç filosu ‘elektriklenecek’

Mehmet KARA

İstanbul Anadolu Yakası, Başkent ve Toroslar elektrik dağıtım bölgelerinde yaklaşık 20 milyon kişiye hizmet sunan Alman E.ON ve Sabancı Holding ortaklığı Enerjisa Enerji, yaptığı kimi çalışmalarla Türkiye’de bu alandaki genel gidişata dair bir fikir de veriyor. Enerjisa Enerji, özellikle bu alandaki start up’ları destekleyerek bir enerji hinterlandı oluşmasına katkı sunmayı hedeflemesiyle de öne çıkıyor. Birleşmiş Milletler’in sürüdürülebilir kalkınma ilkelerini rehber olarak benimseyen Enerjisa Enerji’nin sürdürülebilirlik yaklaşımı da oldukça kapsayıcı. Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar ile dünyada ve Türkiye’de enerji alanındaki ana eğilimler ile şirketin faaliyetleri hakkında konuştuk.

Enerji sektörünü şekillendiren ana trendlerden söz etsek? Dünyada enerji sektörünü şekillendiren ve 5D olarak adlandırılan beş makro trendden bahsetmek mümkün. Bunları dekarbonizasyon, dijitalleşme, desantralizasyon, demokratikleşme ve deregülasyon olarak sıralayabiliriz. İklim değişikliği ve çevre kirliliği belki de dünyanın küresel ölçekte ele aldığı en önemli konuların başında geliyor.

Bunları biraz açabilir misiniz? Elbette. Enerji sektörü de bıraktığı karbon ayak izi açısından sorunun en büyük aktörlerinden biri konumunda. Dolayısıyla elektrik enerjisinin değer zincirinin her halkasında karbon salımını azaltmak çok önemli bir trend. Bu noktada dünyada önemli teşvikler de gündemde. Hatta bu konuda atılacak adımlarla 9 milyon yeni istihdam sağlanması öngörülüyor. Dijitalleşme ise çağımızın belki de gelişimi en büyük ivmeye sahip olgusu. Dijitalleşmenin gerek sektörlere gerekse de tüketicilerin davranışlarına etkisi pandemi sürecinde çok daha fazla hissedildi, hissediliyor. Pek çok hizmet giderek artan oranda dijital ortamda, dijital çözümlerle sunuluyor. Ve elbette enerji sektöründe de dijitalleşme sektörü etkileyen en önemli trendlerden biri olarak dikkat çekiyor.

Desantralizasyon ne demek? Aslında bu kavram özetle merkezileşmenin tersi. Ama enerji sektörü açısından bakarsak desantralizasyon ya da adem-i merkeziyetçilik büyük iletim ve dağıtım şebekelerinin tüketim noktalarına kayan mikro şebekelere dönüşümünü ifade ediyor. Ve bu, yerinde üretim yerinde tüketim ile yenilenebilir kaynaklardan daha fazla yararlanmayı, ayrıca dağıtım, üretim ve depolama gibi önemli çözümleri de içinde barındıran bir trend.

Bir de deregülasyon ve demokratikleşme demiştiniz… Deregülasyon, sektördeki bürokratik yükü azaltan, ihtiyaçların hızlı karşılanmasını ve inovasyonu teşvik edecek uygulamaların önünü açan, daha dar kapsamlı ancak etkili regülasyonların uygulanmasını ifade eden bir olgu. Demokratikleşme de genel olarak sektöre girişteki bariyerlerin önünü açmak ve daha fazla oyuncuyla daha rekabetçi ve katılımcı bir ortam yaratmayı ifade eder. Biz sektörümüzü bu küresel trendler ışığında okuyor ve bunları yol haritamız için önemli birer rehber olarak görüyoruz.

Küresel trendlerin Türkiye’deki yansımaları neler? Elbette dünyadaki trendlerin her ülkede farklı yansımaları olduğu gibi ülkemizde de etkili tetikleyici faktörler söz konusu. Ülkemize bakarsak hala hızlı kentleşme söz konusu ve bunun süreceğine inanıyoruz. Bununla birlikte elektrifikasyon, yani şebekenin yayılıp büyümesi de ülkemiz için önemli bir faktör. Verimlilik de Enerji Bakanlığı Strateji Belgesi’ne de girmiş Türkiye’nin önemli bir dinamiği. Dünyadaki trendler ışığında bu dinamiklere baktığımızda her bir kesişim alanında fırsat olduğunu söylemek mümkün. Biz de stratejimizi ve yol haritamızı bu doğrultuda şekillendiriyoruz.

Elektrikli araçlar ne hızla yayılacak?

Dünyada şu anda 2.5 milyon hibrit ve elektrikli araç bulunuyor. 2030 yılında bu rakamın 50 milyon adete ulaşması öngörülüyor. Avrupa’da ise daha bugünden elektrikli ve hibrit araçların satışı dizel araç satışlarının önüne geçmeye başladı. Biz de Enerjisa olarak bu gelişimin şebekemiz üzerindeki etkisine yönelik yatırımları planlama ve uygulama yönünde aksiyon alıyoruz. Eşarj ile de şarj istasyon ağını genişletmek üzere çalışıyoruz.

Kendi araç filonuzda elektrikli araçlar var mı?

Bu konuda ciddi bir hazırlık içindeyiz. Enerjisa Enerji olarak araç filomuzun yüzde 5’inin elektrikli ve hibrit araçlardan oluşması yönünde fizibilite çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz. Yani ilk etapta filomuzdaki yaklaşık 100-150 arasındaki aracı elektrikli araçlar ile değiştireceğiz. Bunun için her bölgenin değişen ihtiyaçlarına yönelik analizleri de yapıyoruz. Tabii ilk tercihimiz bu noktada satışa başladığında yerli ve milli aracımız TOGG olacaktır.