Haklıdır, yaptığı açıklamada, kelam konusu teknolojide, çalışan bir sistemden alınan bilgilerin objelerin interneti teknolojisiyle dijital ikizine aktarıldığını, böylelikle sistemdeki muhtemel sorunların önüne geçildiğini söz etti.
Bilhassa güç sistemlerinde gerçek şartlarda zahmetli ve maliyetli olan testlerin birinci olarak dijital ikiz üzerinde yapılması gerektiğini vurgulayan Haklıdır, bu teknolojinin gerçek sistemde kullanılmadan evvel sonuçları görme imkanı sağladığını anlattı.
Haklıdır, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası değeri artan elektrik sistemlerinde, dijital tahlillerin ve uygulamaların dünyada yaygın olarak kullanıldığına işaret ederek, Türkiye’de de yapay zeka temelli bakım uygulamalarının kullanılmaya başlandığını söyledi.
“Dijital ikiz pazar hissesi 2025’te 26 milyar dolara ulaşacak”
Çok sayıda farklı kaynaktan güç üreten Türkiye’nin, üretim ve tüketimdeki kayıplarını en aza indirmek için yeni jenerasyon teknolojileri kullanmasının gerekli olduğuna dikkati çeken Haklıdır, şöyle konuştu:
“Tesla firmasının bilhassa otonom araç teknolojilerini geliştirirken karşılaştıkları problemleri çözmek için dijital ikiz teknolojisinden faydalandığı bilinmekte. 2018’de yayımlanan bir araştırmaya nazaran, bilhassa dijital ikiz konusunda en çok çalışmayı Kuzey Amerika, Avrupa, Asya ülkelerinin yaptığı gözleniyor. Dijital ikiz teknolojisinin 2020’deki pazar hissesi 4 milyar dolar, bu sayının 2025’te 26 milyar dolara ulaşacağı tabir ediliyor. Güçte bu teknolojinin kullanımı konusunda Kuzey Amerika ile Avrupa ülkelerinden Finlandiya örnek olabilir.”
Türkiye’de yeniliklere adaptasyon konusunda istekli bir özel bölüm bulunduğunu, bu teknolojilerin yaygınlaşabilmesi için üniversite-sanayi iş birliklerinin kıymetli olduğunu belirten Haklıdır, şunları kaydetti:
“Dünyada güç dalı öncesinde ulaşım, sıhhat, üretim dallarında kullanılmaya başlanan dijital ikiz teknolojisi fizikî bir sistemin dijital ortamda birebir hazırlanmış modelidir. Dijital ikiz teknolojisi ve akıllı zeka eserleri, güç iletim ya da dağıtım çizgisinde güç kayıplarının minimize edilmesine ve güç verimliliğinin artırılmasına, sistemlerin ömrünün uzamasına yardımcı olacak. Bu teknolojilerin kullanılmasıyla data ve çalışılan alanlar konusunda daha çok deneyimli, nitelikli beşere muhtaçlık duyulacak. En büyük güç kaynağı, gücün kaybını önleyerek elde edilen güçtür. Gerekli bilgiyi edindikten sonra bu teknolojiler, tüm yatırımcıların, operatörlerin ve ülkenin faydasına olacaktır.”
