Bakan Dönmez: Güç tarihimizin dönüm noktası Sakarya gaz alanı keşfi oldu

Fatih Dönmez – Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

Ülkemiz son dönemde gerçekleştirdiği büyük atılımlar, dönüşümler ve üretim atağıyla her alanda büyüyor, gelişiyor. Bu önemli değişim sürekli artan bir enerji talebini de beraberinde getiriyor. Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe çok daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyor. Bu talebin karşılanması ise büyümemizin sürdürülebilir olması için olmazsa olmazımız.

Bu arka plan ve ülkemizin gerçeklerini düşünerek ortaya koyduğumuz Milli Enerji ve Maden Politikamız ile enerjide arz güvenliğimizi sağlamak, yerlileşme atağına hız vermek ve öngörülebilir bir piyasa ortaya çıkarmak amacıyla, enerji ve maden alanlarında yeni bir dönemi başlattık. Elektrikte daha fazla yerli ve yenilenebilir kaynak kullanmak adına dev adımlar atarken madenlerimizi de gün ışığıyla buluşturmak için birçok projenin altına imza attık. Enerji portfoyümüzü genişletmek, kaynak çeşitliliğini sağlamak ve yurt içinde enerji erişimini en üst düzeye yükseltmek için birçok ulusal ve uluslararası çalışmayı başarıyla tamamladık. Projelerimizin meyvelerini de toplamaya başladık.

Bu projelerimizin en önemlileri arasında bulunan hidrokarbon aramacılığında ise hem kara hem de denizlerimizde büyük bir aşama kaydettik. Kendi gemilerimiz, kendi teknolojimiz ve kendi insan kaynağımızla öz kaynaklarımızı vatandaşlarımıza sunma kararlılığını gösterdiğimiz günden bu yana arama ve sondaj faaliyetlerimize hız verdik. Bu başarılarımızın sonuncusu ise enerji tarihimizin dönüm noktası olacak olan Sakarya Gaz Sahasının keşfidir. Sakarya Gaz Sahası’nda 14 ay önce sismik araştırmalar başlamıştı. 2 bin kilometrelik bir alan tarandı. Buradan çıkan sonuçlar bölgenin hidrokarbon varlığı açısından ümit vaat eden bir zenginliğe sahip olduğunu ortaya koydu.

Denizlerdeki en büyük keşif

Fatih Sondaj Gemimiz 20 Temmuz’da sahada çalışmalara başlamıştı. 1 ay sonra ilk iki katmandaki keşif miktarını 320 milyar milyar metreküp olarak kamuoyuyla paylaştık. Yine o gün aşağıda iki katmanımız daha olduğunu, benzer yapılar içerdiğini ve çalışmalarımızın bu kuyuda devam edeceğini ifade ettik. Cumartesi günü Sayın Cumhurbaşkanımız ilave 85 milyar metreküplük keşif miktarını açıkladı. Böylece Sakarya Gaz Sahası’ndaki ilk keşif kuyumuz olan Tuna-1 kuyusunda 405 milyar metreküplük bir rezerve ulaşmış olduk.

405 milyar metreküplük sadece Türkiye tarihinin en büyük keşfi değil aynı zamanda 2020 yılında dünyada denizlerde yapılan en büyük keşif. Karaları da dahil ettiğimizde 2020 itibariyle dünyanın en büyük ikinci keşif.

Mukayese etmesi açısından şunu ifade etmek gerekir ki Türkiye doğal gazı 1970’li yılların başında ilk kez üretmeye başladı. Henüz o zaman şehirlerimizde doğal gaz yoktu ve o kuyulardan da yakın civarlardaki bazı sanayi tesisleri doğal gaz kullanıyordu. O tarihten bu tarihe neredeyse 45-50 yıl geçti. Üretilen toplam yerli üretim doğal gaz miktarı 16 milyar metreküp oldu. 50 yılda 16 milyar metreküp üreten Türkiye, bugün bir keşifle 405 milyar metreküplük bir rezervi yakaladı. Dolayısıyla bu aradaki mukayese keşfin büyüklüğünü daha iyi ortaya koyacaktır.

Keşfimizin objektif büyüklüğü dışında anlam bakımından da önemini düşündüğümüzde ne kadar tarihi bir olayla karşı karşıya kaldığımızı daha iyi anlamış oluruz. Bu keşif, bizim enerjide neler başarabileceğimizi, teknik ve entelektüel altyapımızı ve kabiliyetimizi tekrar ortaya koydu.

Yeni hedef Türkali-1

Ancak bu daha ilk adımlarımız. Sakarya Gaz Sahamızda Tuna- 1’den sonra şimdi de Türkali- 1 kuyumuzu kazacağız. Kuyu sayımız, sismik taramalarımız ve sondajlarımız artarak sürecek. Yolumuz uzun, enerjimiz yüksek.

Sadece Karadeniz’de değil Akdeniz’de de çalışmalarımız planladığımız gibi sürüyor. Akdeniz’den de milletimize bir müjde vermek istiyoruz. 2018’den bu tarafa iki yıl içerisinde 8 derin deniz sondajı yaptık. Bunların bir kısmı bizim kendi kıta sahanlığımızda bir kısmı da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden almış olduğumuz ruhsat alanlarında yaptığımız çalışmalardı. Akdeniz’de yer yer gaz akışları görsek de Karadeniz’deki keşfimiz kadar kesinlik ve süreklilik arz etmedi. Ancak her bir sondaj saha ve formasyonla ilgili bize ciddi veriler sunuyor. Veriler tekrar analiz ediliyor.

Süreklilik testleri dediğimiz gaz akışı birkaç yılda ya da birkaç ayda kesilecekse onu maliyetler açısından ekonomik bir rezerv olarak değerlendirmiyoruz. Ekonomik rezerv olabilmesi için Karadeniz’deki gibi rezervuar alanının büyüklüğüyle orantılı, oradaki basınç, sıcaklık ve birtakım fiziksel, kimyasal testlerinin bize olumlu pozitif yansıyacak bulguyla hareket etmemiz gerekiyor. Zaman zaman çıkan gaz akışları var sözünün altında yatan şu: Acaba sahanın tam merkezinde değil kıyısında bir yerde miyiz? Acaba ona yakın bir yerde bu gerçek kaynağı rezervuarı yakalayabilir miyiz? Bu soruların cevaplarını arayacağız şimdi.

Yerli lityum üretimi yıl sonunda başlıyor

Üreten Türkiye’nin ortaya koyduğu projeler ve Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle birçok alanda “devler ligi”nde mücadele ediyoruz. Bu projelerimizin en güzel örneklerinden biri de elektrikli otomobil ve alt yapı hamlemiz. Birçok alanda iş birliğine, üretime ve teknoloji yatırımına katalizör etkisi oluşturacak projemizin önemli bir adımını daha Pilot Lityum Üretim Tesisimizi hayata geçirerek başlattık. Yıl sonunda üretime başlayacak tesisimizde ilk defa elektrikli otomobiller, cep telefonları ve tabletler başta olmak üzere birçok ürünün batarya teknolojisinde kullanılan lityumu artık yerli olarak üreteceğiz.

Ar-Ge süresince sıvı atığın içinde ekonomik olarak değerlendirebileceğimiz maddeler analiz edildi. 500-600 ton lityumu geri kazanma imkânını gördük. Ülkemizin bu alandaki önemli açığını Türkiye’de üretir hale gelmiş olacağız. Tesisle ilgili verimlilik çalışmaları ve testler yapılacak.

Lityum, teknoloji yatırımlarımıza katkı sunacak

3 yıllık bir Ar-Ge sürecinin ardından Kırka’da kurduğumuz pilot tesisimizde bor madenimizde elde edeceğiz lityum, yüksek teknoloji yatırımlarımıza önemli bir destek verecek. Türkiye’nin yaklaşık 1200 ton lityum ithalatı söz konusu. Pilot tesisimizde lityumun yıllık 10 ton üretim kapasitesi olacak. İki üç yıl içinde üretim Kırka tesisi için yaklaşık 500 tona çıkacak. Türkiye’nin enerjisini her alanda yükseltmek için büyük bir gayret sarf ediyoruz. Çünkü Türkiye’nin yüksek enerjisi Büyük ve Güçlü Türkiye’nin de gelecek yürüyüşündeki en önemli adımlardan biri. Bu inançla yola çıktık ve hedefimize giden yolda sarsılmaz bir kararlılıkla devam ediyoruz. Çünkü şunu iyi biliyoruz ki “İnanınca oluyor, inanmak işin yarısı.