Madenler bizi FAKİRLEŞTİRİYOR

Yüksek Lisans öğrencilerim yine önemli bir raporu çevirdiler. Burkina Faso’da altın madenciliğinin son durumunu size aktarıyorlar.Özlem Nişancıoğlu, Tanju Zilifdar, Özlem Başarır Ongun, Ömer Güler ve Alev Abacı’ya teşekkür ediyorum

Burkina Faso’da günümüzde Afrika’da en hızlı büyüyen altın madeni endüstrisine sahip ülkededir. 2018 sonunda ülke topraklarının nerdeyse yarısında maden araştırması yapılmaktadır. Toplamda 700 altın madeni arama ruhsatı bulunmaktadır. Altın 2009’dan beri Burkina Faso’nun en önemli ihracat kalemidir. Ülkedeki maden yatırımlarının bu kadar yüksek olmasının sebebi düşük vergilendirme olarak gösterilmektedir. Maden işletmeleri için uygulanan 20% kurumlar vergisi diğer Afrika ülkelerine göre en düşük vergilendirme oranıdır. Ülkede son 10 yılda madencilik sektöründe önemli bir artış kaydedildi. 2007’den bu yana 15 maden işletmesi açıldı.

İncelenen raporda maden sahalarından etkilenen insanların görüşlerine yer verilmiştir. Araştırma, 12 aktif maden sahasının altısının yakınlarındaki mahallelerde oturan insanlar ile kısmen yapılandırılmış doğaçlama mülakatlar şeklinde gerçekleştirilirken, insanların gördükleri avantaj ve dezavantajları, maden işletmecisiyle ilişkileri, ayrıca devlet kurumlarından ne talep ettikleri sorulmuştur. Araştırma medya raporları, yayınlar ve diğer materyallerden elde edilen bilgilerle zenginleştirilmiştir. Rapor, 5 altın ve 1 çinko madeni çevresinde yaşayan insanlarla görüşmeler gerçekleştirilerek yapılandırılırken metodolojik değerlendirmeler ve güncel analiz yapılmıştır.

Endüstriyel kaynakların modernleşme ve gelişme getireceği öngörülür ve altyapı hizmetlerinin gelişmesi beklenir ancak Burkina Faso’da yabancı yatırımlar hayat şartlarının gelişimine katkı sağlamıyor, aksine toplumu olumsuz yönde etkiliyor. Yabancı yatırımcıya maden ruhsatı verilen sahalar halkın tarım arazilerinin veya su kaynaklarının olduğu topraklar üzerinde bulunuyor. Maden sahaları bulundukları bölgenin verimsizleşmesine ve bozulmasına sebep olmaktadır.

Bölgedeki insanların söylemleri, yatırımcıların yerel halka iş imkanı, altyapı yatırımları, tazminat, kültürel varlıkların korunması gibi vaatleriyle tezatlık oluşturmaktadır. Maden sahalarının çevresinde oluşturduğu tahribat bölgede yaşayan insanların hükümetten ve yabancı yatırımcıdan farklı düşünmesine sebep olmaktadır.

Ülkedeki yasalara göre tüm yeraltı kaynakları devlete aittir ve imtiyazlar sadece yerel tüzel kişiliklere verilir ve madenlerin 10% hissesi devlete aittir. Geri kalan 90% ise çoğunlukla çok uluslu şirketlere aittir. Devlet tarafından madencilik sektörü ile ilgili regülasyonlar 1993 senesinde yapılmaya başlandı. Madenlerin liberalleştirilmesi ve özel sektöre açılmasına yönelik vergi tarifelerinin yeniden düzenlenmesi ülkede madenciliğin yatırım açısından cazip hale gelmesini sağladı. Bu şekilde devletin de gelirlerinin artması amaçlanmıştır.

Devlet yerel yönetimleri desteklemek amacıyla 2015 yılında madencilik fonu kurmak için madencilik yasası girişimde bulundu (Fonds Minier de Développement Local, FMDL). Bu doğrultuda maden firmaları standart vergilere ek olarak aylık cironun 1%’i fona aktarmakta ve toprak vergisinin 20%’si yine bu fona aktarılmaktadır. FMDL yasasına göre fon gelirlerinin %50’si maden sahalarının yakın çevresindeki belediyelere ödenmekte,% 25’i belediyeler ve maden sahasındaki bölgeler arasında dağıtılmakta, ve geri kalan % 25’i ülkedeki tüm belediyelere gitmektedir.

Ancak henüz bu fon yasal düzenlemeler tamamlanamadığı için yürürlüğe girememiştir. STK girişimleriyle ortaya çıkan bu yasanın uygulanmasında madencilik şirketlerinin girişimlerinden dolayı sorunlar yaşanmaktadır.

Devletin madencilik çalışmaları için toprakları kamulaştırma hakkı vardır. Ruhsat başvurusu yapan şirketlerin ise çevre ve sosyal etki değerlendirme raporu için belge sunması gerekir. Ayrıca, kurulacak maden sahasından etkilenen çevre yerleşim yerleri ve o bölgelerde yaşayan insanlar için tazminat ve düzenleme yapmaları gerekmektedir. Ancak detaylar yasal olarak belirtilmediği için müzakereye açıktır.

Çiftçiler, beş yıllık bir süre boyunca hektar başına yaklaşık 450 ila 765 Euro arasında ödeme yapıldığını bildirmiştir. Bir madenin inşaat ve üretim aşaması genellikle 15 ila 20 yıl sürer. Ağaçların ve diğer yatırımların tazminatı normalde bir defaya mahsus toplu ödeme olarak yapılır. (Ör: ağaç başına 15-30€).

Halkın 70%’i kırsal alanlarda yaşarken, bu insanların temel geçim kaynağı genellikle tarım ve madenciliktir. Bugün ülkede 1000 ‘den fazla artesanal madencilik yapılan saha bulunmaktadır ve bu maden sahalarından yüz binlerce insan çalışmaktadır. Maden sahalarının sadece 159 tanesinin imtiyazı bulunmaktadır. Geri kalan sahalar henüz gerekli izinleri alabilecek kapasitede değildir. Bugün ülkedeki yasalar endüstriyel madenciliğe öncelik vermektedir ve endüstriyel maden sahasının olduğu yerde artesanal madencilik operatör izin vermedikçe yasaklanmıştır. 2017 yılında Burkina Faso’da 45,8 ton altın üretildi. Bu rakamın 38,26 tonu endüstriyel, 0,204 tonu ise artesanaldir ve 38,53 ton altın üretildiği 2016 yılına göre önemli bir artış göstermiştir. Ancak, İsviçreli sivil toplum örgütü Bern Deklarasyonu tarafından hazırlanan bir raporda, yılda en az yedi ton artesanal olarak çıkarılan altının istatistiklerde görünmediğini, çünkü karadan komşu Togo’ya ve oradan Avrupa’ya, özellikle de İsviçre’ye gönderildiği için istatistiklerde yer almadığı hesaplanıyor. Her halükarda, iki farklı madencilik türünün üretim çıktısı istihdam oranını yansıtmamaktadır: Burkina Faso’daki endüstriyel madenler 2017’de doğrudan 9.651 kişiyi istihdam ederken bunların büyük çoğunluğu düşük nitelikli ve düşük ücretli pozisyonlarda çalışmaktadır ancak en az 1,2 milyon insan artesanal altın madenciliği ile geçimini sağlamaktadır.

Devamı……

İngilizce dökuman

“The mines make us poor”: Large-scale mining in Burkina Faso

Bölüm 1-2

Burkina Faso 1.2 bölüm

Bölüm 3

Burkina Faso_3. bölüm

Bölüm 4

Burkina Faso-4

Bölüm 5

Burkina Faso 5. bölüm

Burkina Faso-5.3 bölüm

Sonuç

Sonuç