“Yenilenebilir güç atılımı milletlerarası fiyatlarda belirleyici eksen yapacak”

Asya ve Avrupa kıtalarını birleştiren Türkiye’nin tüm dünyada çok önemli jeopolitik bir yere sahip olduğuna işaret eden Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği (YENADER) Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, uluslararası ticaretin dünyaya açılan kapısı olma özelliği de taşıyan Türkiye’nin aynı zamanda yer altı ve yer üstü yenilenebilir enerji kaynaklarıyla da küresel sistemdeki yükselişini sürdürdüğünü aktardı.

‘Bilgi gücü’, ‘enerji gücü’ ve ‘savunma gücü’ boyutunda yapılacak hamleler ile Türkiye’nin yeni güç merkezi olarak konumunu perçinleyeceğini belirten Alkin, yilenebilir enerji üretimiyle bir yandan cari açığı kapanacağını, diğer yandan enerjide kendi kendine yetebilen ülke olma özelliğiyle dünyada yükselen yıldız olacağını vurguladı.

“Yükselen yıldız olmak için enerjide kendi kendine yeten olmak önemli”

Bir ülkenin dünya ekonomi-politiğinde iddiasının ‘tam bağımsız’ bir ‘milli ekonomi’ inşasını başarıyla yürütmesi ve bunu ‘sürdürülebilir’ kılmasıyla doğrudan bağlantılı olduğunu belirten Kerem Alkin, şöyle konuştu:

“Dünyanın ekonomi, diplomasi, teknoloji, üretim ve küresel ticaret ‘güç’ merkezi konumundaki ülkelerin bütünü, bu alandaki başarılarının temeli olan iki alanı asla ihmal etmemişlerdir. Bunlardan ilki enerjide kendi kendine yetebilen ülke olma becerisi, ikincisi ise savunma ve milli güvenlik alanında kendi kendine yetebilen ülke olma becerisi. Uluslararası pek çok kurum tarafından gerçekleştirilen 2030 yılına yönelik projeksiyonlar, dünyanın önde gelen ülkelerine yönelik ilk 10 sıralamasında artık tek bir Avrupa ülkesinin kalacağına, gelişmekte olan ülkeler coğrafyasından, Asya’da 3, Avrasya’da 2, Afrika ve Latin Amerika’da ise birer ülkenin dünyanın önde gelen ilk 10 ekonomisi arasında yer alacaklarına işaret ediyor. Küresel güç sıralamasındaki bu değişimin ülkeler açısından sacayaklarını ise bilgi, enerji ve savunma alanında ‘kendi kendine yetebilen ülke’ olma özelliği şekillendirecek, perçinleyecek.”

Türkiye’nin yenilenebilir enerji üretimi yüzde 47,9’a yükseldi

Türkiye’nin ‘tam bağımsız’ bir ‘milli ekonomi’ kavramını Karadeniz’deki doğalgaz havzasında bulunan 320 milyar metreküplük rezervin keşfiyle birlikte daha da büyüttüğüne işaret eden Kerem Alkin, yenilenebilir enerji alanında yapılan yatırımlarla da yeni jeopolitik dengelerde enerjinin rolünün önemini gözler önüne serdiğini söyledi.

2020 yılı Ağustos ayı sonu itibarıyla açıklanan ‘Elektrik Enerjisi Piyasası’ raporuna göre, Türkiye’de yenilenebilir enerji üretiminin 2019 yılın Aralık ayında yüzde 43,94 olduğu bilgisini veren Alkin, bunun Ağustos 2020 sonu itibarıyla yüzde 47,9’a yükseldiğini aktardı. Aralık 2019’da yüzde 2,73 olan jeotermal enerji üretiminin Ağustos 2020 sonu itibarıyla yüzde 3,09’a, rüzgar enerji üretiminin ise yüzde 7,20’den yüzde 8,41’e yükseldiğini söyleyen Alkin, “Rapora göre Ağustos 2020 sonu itibarıyla jeotermal üretimi 6.152 GWh ile toplam enerji üretiminin yüzde 3,1’ini oluştururken, rüzgar üretimi 16.744 GWh ile toplam enerji üretiminin yüzde 8,4’ünü, hidrolik üretimi 60.768 GWh ile toplam enerji üretiminin yüzde 30,5’ini oluşturuyor. Jeotermal santrallerinin toplam kurulu gücü 1.515 MW, santral sayısı ise 54, rüzgar santrallerinin toplam kurulu gücü 7.965 MW ve santral sayısı 281.” dedi.