Yatırımcılar için altın ve pay senedi cazip olacak

2020’nin en çok kazandıran yatırım araçlarında altın ve gümüş başı çekerken 2021 için uzmanlar altının cazibesini korumaya devam edeceğini bunun yanı sıra aşının devreye girmesi ve ekonominin yeniden canlanmasıyla petrolde de hareketlenme olacağını vurguluyor. Türkiye’de ise hisse senedi ve artan cazibesiyle TL mevduatı yatırımcının gözden kaçırmaması gereken yatırım araçları arasında öne çıkıyor. ALB Forex Araştırma Müdürü Emre Çayırlı, gelişmiş ülkelerin ekonomiyi desteklemeye devam etmesi hisse senedi piyasalarındaki risk iştahın canlı tutma potansiyeline sahip olduğunu belirtirken A1 FX Araştırma Müdürü Eren Can Umut “Yatırım noktasında yurtiçi tarafta TCMB’nin faiz artırımları mevduat getirilerini pozitif etkilemekte. Dolayısıyla yatırım kararlarında portföyde mevduata yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi. Portföy yöneticisi Işık Ökte ise 2021’de Borsa İstanbul’da madencilik hisseleri öne çıkabileceğini dile getirdi.

Çayırlı’nın yaptığı araştırmaya göre 2020’nin en çok kazandıran 5 finansman enstrümanı altın, gümüş, paladyum, İsviçre Kronu ve BİST sağlık sektör hisseleri olarak sıralandı. Çayırlı, altın yatırımcısına en çok kazandıran emtia olduğunu kaydederken Türk yatırımcısının yüzünü altının yanı sıra gümüş ve paladyumun da güldürdüğünü belirtti. İsveç Kronu’nun yüzde 8.5 getiri ile ilk sırada yer aldığını söyleyen Çayırlı, Borsa İstanbul tarafından sektörel getiri oranlarını karşılaştırıldığında ise dayanıklı olmayan tüketici ürünleri sektörü de yüzde 919 getiri oranıyla ilk sıradaki yerini koruduğunu ifade etti. Gümüşün yüzde 35 getiri sağladığını, Brent petrolün yatırımcısına yüzde 25 kayıp yaşattığını söyleyen Çayırlı, “Dolar/TL kurundaki artış da dikkate alındığında, Türkiye’de altın bu yıl yatırımcısına en çok kazandıran emtia oldu. Gram altın yüzde 65 oranında yatırımcılarına kar sağlamış durumda” dedi.

Gümüşe dikkat edilmesi gerekiyor

2021 yılında parasal genişlemelerin devam etmesi küresel çapta bol likidite sağlamaya devam edecek gibi durduğunu kaydeden Çayırlı, şöyle konuştu: “Gelişmiş ülkelerin ekonomiyi desteklemeye devam etmesi hisse senedi piyasalarındaki risk iştahın canlı tutma potansiyeline sahip. Önümüzdeki yıl uygulama alanın yaygınlaşması beklenen aşı çalışmalarının olumlu sonuç vermesi başta sağlık sektörü olmak üzere turizm alanında da yeniden canlanma yaşanmasına neden olabilir. Bu yıl içinde küresel likiditenin artmasıyla değer kazanan altın, gümüş gibi emtialar da 2021 yılında cazibesini korumaya devam edecek gibi görünüyor.” Gümüşün ağırlıkla sanayi sektöründe kullanıldığı vurgusu yapan Çayırlı, Covid-19’un bitiş döneminde görülecek ekonomik toparlanmanın madeni destekleyeceğini ve yeşil ekonomiye geçiş adımlarının da 2021 yılından başlayarak gümüş fiyatlarını olumlu yönde etkileyeceğini kaydetti.

Çayırlı, “Bir diğer yandan kuraklık sorunu ve iklim değişikliğinin yarattığı baskı, gıda ürünleri üzerinde değer yarattı. Önümüzdeki yıl içinde buğday, mısır, soya fasulyesi, kahve, şeker gibi ürünlerin talebinde artış yaşanabilir. Aynı zamanda üretimde yaşanabilecek düşüş artan taleple birlikte fiyatlarda yükseliş yaşanmasına neden olabilir” dedi.

Madencilik hisseleri pozitif ayrışabilir

Portföy Yöneticisi Işık Ökte, geçen yıl 38 tonla rekor altın üretiminin yaşandığı Türkiye’de, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in açıklamalarını kritik gördüğünü ve sektör bazında, 2021’de Borsa İstanbul’da madencilik hisselerinin öne çıkacağını düşündüğünü belirtti. Ökte, “Dönmez’in gelecek 5 yıl içinde altın üretimini yıllık 100 tona çıkarma hedefinin, Borsa İstanbul’da işlem gören altın madeni ruhsat sahibi şirketlerin hisselerini pozitif ayrıştıracağı inancındayım. Yeni Ekonomi Programı’nda desteklenen sektörlerin başında madenciliğin geldiğini ve yeni maden yasasının da, madencilerle devletin beraber hareket edeceği alanları genişlettiğini görmekteyim” ifadelerini kullandı.

Sınai sektörünün, dolar bazında 9 aylık küresel rallide yüzde 97 getiri ile öne çıktığı bir ortamda BIST 100 endeksinin yüzde 47, bankacılık endeksinin yüzde 21 getiri sağladığına dikkati çeken Ökte, büyümenin 2021’de beklenenden düşük gerçekleşmesinin agresif faiz artırımları sonrası muhtemel olduğunu, bu nedenle madencilik dışındaki sınai sektörünün piyasadan ve bankalardan negatif ayrışacağı bir döneme girilebileceğini belirtti.

Petrolde gözler çarkların ne kadar güçlü döneceğinde

A1 FX Araştırma Müdürü Eren Can Umut küresel ölçekte rekor miktarda likiditenin artarak devam ettiğini kaydederek “Öncelikle hisse senedi endekslerinin rallilerine devam etme ihtimali oldukça kuvvetli. Burada hem yüksek likidite hem de aşılamanın hızlanması hisse senetlerin yükselişi hızlandırabilir. Yurtiçi tarafta ise TCMB kararlarının oluşturduğu pozitif etkinin devam etme ihtimali bir hayli yüksek. Hemn doğru politikalar hem de küresel ölçekte devam etmesi muhtemel risk alma iştahındaki güçlü görünüm ile Bist100 tarafında 2021 yılının genelinde pozitif fiyatlamaları görmeye devam edebiliriz” dedi.

Yüksek likiditenin destekleyeceği bir diğer enstrümanın ise altın ve petrol olacağını belirten Umut, şunları söyledi: “Sarı metal özelinde şartlar hala satış baskısını kuvvetlendirecek düzeyde değil. Her ne kadar aşı haberleri ile zayıf bir performans göstermiş olsa da bol likiditenin olduğu bir dönemde aşı etkisi ile harcamaların artması büyüme oranlarını yukarı çekebilir. Bu durumda enflasyon beklentilerini de güçlendirecek. Böylelikle altın fiyatlarının global ölçekte değer kazanımının devam etmesi sağlanabilir. Petrol tarafında ise gözler sanayinin çarklarının ne derece güçlü döneceği sorusu üzerinde… Aşı haberleri burada bir hayli etkili. Korona virüsünün önemini kaybetmesi durumunda ülkelerin genel kapanma önlemlerini zayıflatması hatta kaldırmaları petrolde fiyatlarında rallileri beraberinde getirebilir.”

Umut, yurtiçi tarafta TCMB’nin faiz artırımları mevduat getirilerini pozitif etkilediğini belirterek, “Yalnız bu adımların devam etmesi ile enflasyon beklentilerinde düşüş görmemiz gerekiyor. TCMB’nin son attığı adımlar ise şuan için piyasalar adına pozitif karşılanıyor. Mevcut etkinin sürmesi ile enflasyon beklentilerinde gerilemenin yaşanması mevduatta reel getirinin yükselmesini sağlayabilir. Dolayısıyla yatırım kararlarında portföyde mevduata yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.