Pandemi periyodunda en çok öne çıkan Turkcell eserinin temassız ödeme platformu Paycell olduğunu belirten Erkan, “Ortaya çıkan kullanım oranlarıyla Türkiye’nin yeni unicorn adayı Paycell olacak” dedi. 5G’ye de değinen Murat Erkan, 5G için yerli ve ulusal altyapı kurmadan geçişin sıkıntı olduğunu belirtti.
26 yıldır Türkiye’nin geleceğine yatırım yapan Turkcell, bir yandan Türkiye’nin dijital dönüşümüne liderlik ederken öteki yandan da müşterilerinin hayatını kolaylaştırmak için yerli ve ulusal dijital servisler geliştirmeye devam ediyor. Pandemi devrinde de dijital servisleriyle müşterilerinin hayatına dokunan ve fark yaratan BiP, TV+, fizy ve Paycell uygulamaları bu süreçte kullanım rekorları kırdı.
Yerli dijital servislerde başkan olduklarının altını çizen Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan şunları söyledi: “İletişim ve ömür platformumuz BiP’te manzaralı görüşme mühleti yüzde 90 artarak 29 milyon dakikalık görüşmeye ulaştı. Devrin tanınan bağlantı kurma biçimi küme imajlı görüşme mühleti ise yüzde 400 arttı ve 25 milyon dakikaya erişti. Bununla birlikte TV+ platformumuz altıncı yılını tamamlamak üzere ve şu anda taşınabilir televizyon izleme alanında yüzde 47 ile pazar başkanı. Başarılı bir altı yılın sonunda toplam 6,5 milyar saat izlendi.
Pandemi periyodunda de TV+’ın etkin kullanıcı sayısı yüzde 50 artarken, taşınabilir uygulamasında geçirilen müddet kişi başı ortalama 70 dakikaya ulaştı. Tıpkı vakitte Türkiye’nin en çok okunan dijital yayıncılık platformu Dergilik’te daha evvelki aylarda 2,5 milyonu bulan makale okunma sayısı pandeminin ağır olduğu periyotlarda iki katına çıkarak aylık 5 milyon makale okunma sayısına erişti. Yapay zeka teknolojisi sayesinde selfie çeken kullanıcılara modlarına nazaran müzik listesi öneren fizy’de yayınlanan konserler yaklaşık 1,7 milyon sefer izlendi.”
Turkcell, Paycell’e neden yükleniyor?
Pandemi devrinde ön plana çıkan bir başka eserin de Paycell ödeme platformu olduğunun altını çizen Erkan, “Bu platformumuz para gönderip alma üzere en temel bankacılık süreçlerinin bile kırsal alanlarda da yapılabilmesine müsaade veren bir altyapı. Artık kimse yanında para taşımayacak. Türkiye ise bu alanda genç nüfusu ve potansiyeli ile büyük bir fırsat barındırıyor. Hala banka kullanmaya nüfusumuz yüzde 30’larda.
Hem günlük hayatta hem de e-ticaret tarafında ödeme sistemlerinin süratle dijitalleştiğini görüyoruz. Pandeminin, techfin periyodunu en az 10 sene erkene aldığını düşünüyoruz. Dünya çapında temassız ödemeler 2020 yılının birinci çeyreğinde global bazda yüzde 40 oranında artış gösterdi. Tüm bu datalar bize Türkiye’nin bir sonraki unicorn’un fintech alanından çıkması kuvvetle mümkün. İşte tam bu noktada Paycell yatırımımız çok değerli bir yerde duruyor. Paycell ile gayemiz banka hesabı olsun olmasın, herkesin finansal servislere erişimini sağlayarak, hayatı kolaylaştırmak ve Tu¨rkiye’nin en bu¨yu¨k ödeme platformu olmak.
Hatta şunu çok net söyleyebilirim; Türkiye’nin yeni unicorn adayı Paycell olacak. Paycell’in 2020 yılı birinci yarısında gerçekleşen toplam süreç hacmi 2,1 milyar TL’ye ulaştı. Ayrıyeten Paycell’in küme dışı gelir büyümesi yüzde 60 olurken, uygulamanın kullanıcı sayısı geçen yılın 2,5 katına ulaştı, Paycell Kart süreç hacmi ise yüzde 70 arttı. Bu sayılar, Paycell’in bir dünya markası olması istikametindeki maksadımıza olan inancımızı daha da artırdı” dedi.
Evvel yerli 5G altyapısı gerekli
Konuşmasında 5G’ye de değinen Erkan, “Turkcell olarak 5G’ye geçiş konusunda Türkiye’nin en hazır şirketiyiz. Hazır olduğumuzu da geliştirdiğimiz eser ve servislerle her fırsatta gösteriyoruz. Sahip olduğumuz güçlü altyapının 5G’ye geçişimizi de kolaylaştıracağına olan inanıyorum. Lakin burada kıymetli olan Cumhurbaşkanımızın da ‘Yerli 5G teknolojisi altyapısını kurmadan 5G’ye geçemeyiz’ biçimindeki açıklamasında da işaret etiği üzere, 5G ile ilgili yerli teknolojileri geliştirmemiz gerekiyor. Türkiye’de yerli ve ulusal eko sistemi en fazla destekleyen şirketlerin başında geliyoruz. 5G’de de bunu bir misyon olarak kabul edip TÜBİTAK başta olmak üzere yerli ve ulusal 5G teknolojileri konusunda çalışan gerek üniversitelerimiz gerekse şirketlerimizle birlikte çalışarak Türkiye’de yerli ve ulusal bir 5G tahlil ekosisteminin oluşturulmasına takviye veriyoruz.
Hatta yerli ve ulusal baz istasyonu ULAK için toplam verilen 3 bin 400 siparişin 2 bin 900’ünü Turkcell olarak biz verdik. Bugüne kadar yerli ve ulusal teknolojilere verdiğimiz takviyenin bir sonucu olarak Türkiye’nin en yüksek yerlilik oranına sahip operatörüz. Burada bir öbür değerli bir bahis da bilgi güvenliği Bilgi güvenliği ulusal sorun. Her ülke kendi verisini kendi tutmak istiyor. Biz yıllardır bunun ehemmiyetine işaret ediyoruz..’Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalsın’ diyerek bilgi merkezi yatırımlarımızı sürat kesmeden devam ettirdik. Ankara’da Türkiye’nin en büyük bilgi merkezini açarak toplamda 33 bin 500 metrekare beyaz alana ulaştık. Yakın vakitte da Çorlu’daki bilgi merkezimizi devre alacağız ve toplam beyaz alan kapasitemiz 39 bin 500 metrekareye çıkacak. Böylelikle yeni jenerasyon data merkezlerine yaptığımız yatırımlar 2 milyar lirayı aşmış olacak. Yaptığımız tüm by yatırımlar sayesinde bugün Türkiye’nin en büyük data işletmecisi pozisyonundayız. Ülkemizin verisini yerli ve ulusal tesislerde en yüksek güvenlik standartlarını sağlayarak koruyoruz. Yeniden siber güvenlik operasyon merkezimizde misyon yapan 100’den fazla siber güvenlik uzmanımızla hem müşterilerimize müdafaa sağlıyor hem kurumlara özel müdafaa tahlilleri sunuyoruz” diye konuştu.
Daha akıllı bir gelecek
Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan son olarak yapay zekayla daha akıllı bir geleceğin sandığımızdan daha yakın olduğunu belirterek, “Cihazların da beşerler üzere öğrenmesini sağlayan, objelerin interneti ve yapay zeka teknolojisi önümüzde hayal bile edemediğimiz bir gelecek vaat ediyor. 5G teknolojisinin de gücüyle IoT ilişkili aygıtlar, tüm bilgileri tıpkı birer canlı üzere birbirlerine gerçek vakitli izleme süratiyle aktarabiliyor. Büyük data (big data) aracılığıyla da irtibatlı aygıtlar çok sayıdaki kaynaktan bilgi edinebiliyor. Bu teknolojiler, konutta yahut iş yerindeki gündelik etkileşim biçimimizi de son derece değiştirecek üzere görünüyor. Günümüz yeni teknolojileriyle üretimden madenciliğe kadar tüm sanayiler daha akıllı hale geliyor. Bu sayede verimlilik artarken insan yanılgısı da azaltılıyor. 2022 yılına kadar kurumsal IoT projelerinin yüzde 80’inden fazlasının yapay zeka içerikli olacağı öngörülüyor” halinde konuştu.
BASIN BÜLTENİNDEN DERLENMİŞTİR
