Komite, hükümete sonbahara kadar vaat ettiği yasal düzenlemenin taslağını yayınlama daveti yaptı.
Komite Lideri Julian Knight, teknoloji şirketlerinin kendi kurallarını kendilerinin belirlemelerine müsaade verilmemesi gerektiğini söyledi.
Knight, “Doğru yasama yapısının hala ortaya konmadığını görüyoruz ve toplumsal medya şirketlerinin vicdanlarına bel bağlamaya devam ediyoruz. Bu kâfi değil. Elimizdeki mevcut yasalar bu emele uygun değil ve biz hala bekliyoruz. Şu ana kadar bu mevzuda çok fazla gecikme yaşandığını görüyorum” dedi.
Google ve Facebook, kendi kurallarını ihlal eden gönderilerle ilgili olarak yeni tedbirler almak için yatırımlar yaptıklarını söylüyor.
Lakin toplumsal medya ile ilgili yeni düzenleme davetleri, çocukların şiddet ve istismara karşı korunması için çalışmalar yapan yardım kuruluşu NSPCC tarafından memnuniyetle karşılandı.
Kuruluşun çocukların güvenliğiyle ilgili internet siyasetleri kısmı lideri Andy Burrows, “Parlamento Komitesi, yasal düzenlemenin suratı ve düzenleyici kurumların gerekli güce sahip olup olmadığı konusunda telaş duymakta haklı” dedi.
Teknoloji şirketlerine “özen gösterme yükümlülüğü”
Komitenin yayımladığı raporda, Nisan 2019’da yayımlanan İnternette Ziyanlı İçerik Dokümanı’nda belirlenen tavsiyelerin yasal düzenlemeye geçirilmesi daveti yapılıyor.
Dokümanda, teknoloji şirketlerini kullanıcılarını müdafaaya dönük adımlar atmaya zorlamak için yasal açıdan “özen gösterme yükümlülüğü” altına alınması ve bu yasanın uygulanmasını sağlamak için de düzenleyici bir kurumun oluşturulmasını öneriyor.
Hükümet, daha evvel yaptığı açıklamalarda, bu mevzudaki yasal düzenlemenin “mümkün olan en kısa sürede” yapılacağını söylemişti.
Fakat Lordlar Kamarası’nın bu mevzuda çalışmalar yapan komitesi, Haziran ayında yaptığı değerlendirmede, yasal düzenlemenin yürürlüğe girmesinin üç ya da dört yıl vakit alabileceğini söz etmişti.
Parlamento’nun Dijital, Kültür, Medya ve Spor Komitesi de kendi raporunda, yasal düzenlemenin gecikmesinin pandemi sürecinde geçersiz tedavi metotları, 5G teknolojisi ve başka komplo teorileri hakkındaki kusurlu bilgi ve dezenformasyonun yayılmasının yarattığı zararın giderilmesini sekteye uğratacağına dair tasalarını lisana getirdi.
Raporda ayrıyeten, toplumsal medya şirketlerinin reklam odaklı iş modellerinin yanlışlı bilgilerin yayılmasını teşvik ettiği ve “kötü aktörlerin” gerçeğin kendisinden bağımsız olarak, duygusal içerikler üzerinden para kazanmasına imkan sağladığı belirtildi.
Raporda, “Kamuoyunun teknoloji şirketlerinin ya da bağlandıkları ‘kötü basın organlarının’ düzgün niyetine güvenmeleri nedeniyle bu kuruluşların da harekete geçme mecburiyeti vardır” denildi.
Komite Lideri Knight, BBC’ye yaptığı açıklamada, Facebook, Twitter ve Google’ın sahibi olduğu YouTube üzere bu bölümün büyük oyuncularının platformlarında daha fazla düzenlemeye gitmeye “bağıra çağıra” sürüklendiğini söz etti.
Knight, “Sosyal medya şirketlerinin nitekim başkalarından önde olması gerekiyor ve bizim de hükümet olarak bunu onlara net bir biçimde söylememiz gerekiyor. Bu, tabir özgürlüğü sorunu değil. Bu, kamu sıhhati meselesi” diye konuştu.
Toplumsal medya şirketleri ne dedi?
Facebook hususla ilgili yaptığı açıklamada, ziyanlı ve kusurlu bilgilerin yayınlanmasına müsaade vermediğini söyledi.
Facebook, “Zarar verici yanılgılı bilgilere müsaade vermiyoruz ve düzmece tedavi, koronavirüsün var olmadığı, buna 5G’nin neden olduğu ya da toplumsal uzaklığın tesirinin olmadığı üzere tezleri içeren yüz binlerce gönderiyi kaldırdık. Kaldırılanlara ek olarak, Facebook üzerinde Mart ve Nisan aylarında Covid-19 hakkında yayımlanmış yaklaşık 90 milyon içeriğe de ihtar etiketleri koyduk” dedi.
YouTube, kusurlu bilgi içeren içerikle ilgili net siyasetleri olduğunu tabir etti.
YouTube açıklamasında, “YouTube üzerinde yanlışlı bilgilerin yayılmasına ait net politikalarımız var ve platform üzerindeki içeriğin NHS (İngiltere Ulusal Sıhhat Hizmetleri) ve WHO (Dünya Sıhhat Örgütü) tavsiyelerine uygun olmasını sağlayacak politikalarımızı da güncelledik. Görüntülerle ilgili bize bildirim yapıldığında, bu siyasetler uyarınca bunları süratle inceliyor ve uygun biçimde aksiyon alıyoruz” dedi.
Twitter da BBC’ye yaptığı değerlendirmede, “kamuoyundaki tartışmaların sıhhatini korumanın” öncelikleri olduğunu ve bunun da “yetkili makamların kamu sıhhati konusunda sağladıkları bilgileri ve en kaliteli ve en ilgili içerik ile bağlamları önceliklendirmek” manasına geldiğini vurguladı.
Aşı aksisi komplolar
Parlamento Komitesi’nin yayımladığı raporda, internet ortamında kusurlu bilgilerin yayılmasından sorumlu esas kümelerin kimileri da listelendi. Bunlar ortasında şu kümeler yer aldı:
- Rusya, Çin ve İran’da dahil devlet takviyeli aktörler
- Irak Şam İslam Örgütü
- ABD ve İngiltere’deki çok sağcı kümeler
- Dolandırıcılar
Komite raporunda, bireylerin de çeşitli nedenlerle kusurlu bilgilerin ve pandemi periyodunda uydurma tedavi biçimlerinin yayılmasına katkıda bulunduğu belirtildi.
Komite Lideri Knight, aşı tersi komplo teorilerinin, uygun önleyici tedavinin geliştirilmesinin akabinde Covid-19’la gayret gayretlerine ziyan verebileceği telaşlarını da lisana getirdi.
Knight, toplumsal medya şirketlerinin “bu bahislerde tarafsız olmamalarını, toplumun, komşularımızın, arkadaşlarımızın ve sevdiklerimizin güvenliğinin sağlanması konusunda aktif biçimde rol oynamak zorunda olduklarını” sağlamak gerektiğini söyledi.
Raporda, hükümetin Mart ayında kendi bünyesinde Karşı Dezenformasyon Ünitesi’ni kurması da eleştirildi.
Raporda, koronavirüsle ilgili internet ortamında uydurma haberlerin Ocak ayında başladığı belirtilerek, bu geç kalınmış adım olarak nitelendirildi.
