Bu yıl kredi talebi nasıl şekillenecek?

Bankalar bu yıl TL kredilerde çift haneli büyüme beklerken yabancı para cinsi kredilerin yatay seyredeceğini ya da daralacağını öngörüyor. Bankaların Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yaptıkları beklenti raporlarının yanı sıra Merkez Bankası’nın banka kredileri eğilim anketi 2020 dördüncü çeyrek sonuçları da işletme kredilerinde talebin süreceğini ortaya koyarken bireysel kredilerde yavaşlanma beklendiğini de gösterdi. Bankaları kredi genişlemesine zorlayan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) aktif rasyosu uygulamasının da 31 Aralık 2020 itibariyle kaldırılmış olması bankaların kredi politikası yönetimlerinde ellerini rahatlattı.

Merkez Bankası anketine göre 2020’nin son çeyreğinde küçük ve orta ölçekli işletmelere verilen krediler, kısa vadeli krediler ve Türk Lirası cinsinden açılan kredilere olan talepte artış oldu. İşletmelerin uzun vadeli krediler ve yabancı para cinsinden açılan kredilere talebi ise azaldı. Bireysel kredilerde ise konut ve diğer bireysel kredi taleplerinde azalış başlarken, taşıt kredilerinde artış ise devam etti. Ankete göre 2021 yılının ilk çeyreğinde, yabancı para cinsinden açılan krediler ve uzun vadeli krediler hariç diğer tüm işletme kredilerinde talebin artması öngörülüyor. Bunun yanı sıra, tüm bireysel kredilerde ise talebin azalacağı bankaların öngörüleri içinde.

Yapılandırma talebi artırdı

Ankette, işletmelere verilen kredilerde, borcun yeniden yapılandırılması, stok artırımı ve işletme sermayesi, satıcıların peşin alımlarda uyguladığı iskonto ve kolaylıklar, alternatif finansman kaynakları ve birleşmeler/satın almalar ve yeniden yapılanma talebi artırıcı yönde etkiledi. Taşıt kredilerinde, taşıt piyasasına ilişkin beklentiler talebi olumlu yönde etkileyen tek faktör olarak öne çıktı.

Akbank, Garanti BBVA, İş Bankası ve Yapı Kredi ise KAP’a yaptıkları açıklamalarla 2021 beklentilerini duyurdu. Garanti BBVA 2021 yılında kredi büyümesinde normalleşme öngörürken TL kredi büyümesinin ise yüzde 1416 seviyelerinde gerçekleşeceğini tahmin etti. TL işletme kredilerinin 2020’ye kıyasla daha yavaş bir tempo ile ilerleyeceğini belirten banka yine de büyümede ön planda işletme kredilerinin olmaya devam edeceğini kaydetti. Yabancı para cinsi kredilerde daralma öngören banka takipteki krediler oranının ise yüzde 6’nın altında kalacağını dile getirdi.

Yapı Kredi ise 2021’de TL kredilerde yüzde 10’lu seviyelerde büyüme öngörüyor. Kredi mevduat oranının yüzde 110’dan daha az olmasını bekleyen banka yılın ikinci yarısında dolarizasyonun azalmasıyla kredi mevduat oranında iyileşme beklentisi içinde. Aktif kalitesinde de iyileşme bekleyen bankanın takipteki kredi oranı öngörüsü ise yüzde 7’den daha az olması yönünde.

Akbank da kredi büyümesindeki ılımlı seyrin devamını bekliyor. TL kredilerde yüzde 20 seviyesinde büyüme öngören banka dolar cinsi yabancı kredi büyümesinin ise yatay seyredeceğini öngördü. Özsermaye kârlılığının yüzde 10’lu seviyelerin ortalarında olacağı beklentisini paylaşan Akbank, takipteki kredi oranının ise yüzde 6’dan daha az olacağını öngördü.

İş Bankası ise TL kredi büyümesinin yüzde 15 seviyelerinde olmasını beklerken yabancı para cinsi kredilerde ise yüzde 2 daralma öngörüyor. Takipteki kredi oranının yüzde 6,5’in altında kalmasını tahmin eden banka TL mevduatta ise yüzde 25 seviyelerinde artış beklentisine yer verdi. Banka dolar cinsi yabancı para mevduatında ise yüzde 4-5 seviyelerinde daralma bekliyor.

KOBİ kaynaklı kredi büyümesi öne çıkıyor

Oyak Yatırım’ın bankaların beklentisine ilişkin yayımladığı raporda ise kâr artışı ve dahili sermaye üretimi açısından bankaların yönlendirmesini olumlu buldukları yer aldı. Raporda bankaların TL kredi büyümesinin normalleşerek yüzde 15-20 bandında gerçekleşmesi beklendiği kaydedilerek şu noktalara dikkat çekildi: “Tüketici ve KOBİ kaynaklı kredi büyümesi 2021 yılında bankaların gündeminde görünürken, yabancı para kredilerin daralması bekleniyor. Artan fonlama maliyetleri ve yavaşlayan kredi büyümesi, özellikle 2021 ilk çeyreğinde marj üzerinde baskı oluşturması olasıdır. Ancak, potansiyel olarak daha yüksek kredi getirileri ve parasal gevşeme döngüsünün başlaması ikinci yarıda marjlarda toparlanma getirebilir. Bankalar, ödeme sistemi komisyonlarının iyileşmesiyle komisyon gelirinin yüzde 5 seviyelerine çıkacağını öngörüyor.”