Biden’ın teşvik planı piyasaları sarsıyor

“Mavi dalga” beklenenden daha geç ancak küresel finans piyasalarını yeniden düzenlemeye zorlamak için yeterli güçle vurdu.

Georgia’da 5 Ocak’ta yapılan seçim sonrasında Kongre’nin de Demokrat Parti kontrolüne geçmesi ABD gelecek dönem başkanı tarafından vaat edilen mali teşvikin artması beklentisiyle yatırımcıları portföylerini elden geçirmeye itti. Joe Biden da zaten Perşembe günü 1.9 trilyon dolarlık planını detaylandırdı.

Etkiler çok genişti: teknoloji stokları zorlanırken bakır gibi altyapı projelerinde kullanılan emtia üreticileri ve John Deere ve Caterpillar gibi makine üreticilerinin hisseleri yükseldi. Küresel ham petrol fiyatları, pandeminin piyasaları sallamasından bu yana ilk kez varil başına 55 doların üzerine çıktı. Ve daha düşük oranlı ABD eyalet ve yerel borçları, ekstra federal destek vaadiyle toparlandı.

Ancak belki de en önemli etki, dünyadaki diğer varlık fiyatlarının temelini oluşturan devlet tahvili piyasalarında gerçekleşti. Analistler şimdi fazladan borç ihracı ve daha yüksek enflasyon bekliyor, bu da Fed’in tahvil alım programını yavaşlatması ve hatta faiz oranlarını beklenenden daha erken artırması yönünde baskı yapıyor. On yıllık ve 30 yıllık devlet tahvili fiyatları yılın başından bu yana düşerek getirileri neredeyse 10 ayın en yüksek seviyesine çıkardı.

Morgan Stanley ekonomistleri, bu ayın başlarında Kongre’den geçen 900 milyar dolarlık harcama tasarısının hemen ardından gelen ekstra harcama vaadinin “enflasyonda bir artışa zemin hazırladığını” söyledi. Bu da tabi öngörülebilir gelecek için son derece düşük faiz oranları beklentileri üzerine inşa edilen yatırımların yeniden gözden geçirilmesine ve bazı varlıklarda pozisyon değişimlerine yol açmakta.

Enflasyona ilişkin piyasa beklentilerinin bir ölçüsü olan 10 yıllık tahvil faizi “başa baş” oranı yüzde 2’nin üzerine çıktı. Bu, geçen yıl krizin derinliklerinde yüzde 0,5’in altındaydı.

Bu arada, ABD borsalarının lider şirketleri değişti. Apple, Microsoft ve Salesforce gibi uzun zamandır tercih edilen teknoloji hisse senetleri 5 Ocak’taki ikinci tur düşüşlerden bu yana geniş pazarın gerisinde kaldı. Cuma günü Wall Street’teki işlemlerin kapanmasıyla, Russell 3000 endeksindeki teknoloji hisse senetleri yıl başı seviyesinin hafif altına inerken, temel malzeme grupları için yüzde 4 kazanç, finans sektörü için yaklaşık yüzde 5 artış ve enerji şirketleri için yaklaşık yüzde 14 artış gerçekleşti.

Teknoloji sektörü, pandemi sırasında daha da güçlenen bir ivmeyle zayıf küresel ekonomik faaliyet zemininde, mali krizden bu yana iyi performans gösterdi. Düşük faiz oranları, bankalar gibi sektörleri aşağıya çekerken, değerlemeleri uzak gelecekte kara bağımlı olan işletmelerin cazibesini artırdı.

Geçtiğimiz yıl ABD seçimlerinde “mavi dalga” beklentileri artıkça, teknolojiden uzaklaşarak küçük sermayeli ve sevilmeyen “değer” hisse senetleri gibi ekonomik olarak hassas sektörlere doğru bir dönüş başladı. Ancak Demokratların Kasım ayında Senato’da çoğunluğu sağlamadaki ilk başarısızlığı, birçok yatırımcının Washington’da yaşanacak tıkanıklığa göre pozisyon almalarına neden oldu.

Georgia seçimleri sonrasında “mavi dalga” netleşince, portföy içerikleri büyük teknoloji şirketlerinden küçük, değerli ve uluslararası hisse senetlerine doğru yöneliyor.

Tüketiciler ve işletmeler muhtemelen kriz sırasında boşlukları dolduran teknoloji şirketlerine bağımlı kalmaya devam edecekler, ancak koronavirüs aşılarının yaygınlaştırılması ve fazladan hükümet harcamaları, pandeminin en çok etkilediği bu sektörleri yükseltmeli.

Yatırımcılar, Amerika’nın her yerinde hissedilecek bir ekonomik toparlanma beklentisiyle, Kasım ayının başından bu yana yaklaşık 27 milyar doları küçük sermaye fonlarına aktardılar. Bu tutar, 2020 başından bu yana söz konusu fonlardan çıkan paradan daha yüksek.  Amerikalıların normal hayata dönüş yolunu çizilirken küçük işletmelerin büyümesi bekleniyor. Gelişmekte olan pazar ihracatçılarının da talep artışlarından yararlanacağı tahmin ediliyor.

EPFR’den alınan verilere göre, yükselen enflasyona karşı koruma talepleri enflasyona endeksli varlıklara olan talepteki artışla güçlü seyrediyor. Çarşamba akşamından bu yana bu tarafa giren 1,5 milyar dolar var.  Bu rakam, bu fonlardan çıkan paradan daha fazla paranın girdiği art arda 15. Hafta oldu aynı zamanda.

Şimdi soru, para politikasının aşırı gevşek kaldığı bir zamanda, Demokratların dünyanın en büyük ekonomisine ne kadar hareketlendirebileceği.

Neuberger Berman’ın çoklu varlık stratejisi baş yatırım sorumlusu Erik Knutzen, “Küresel ekonomi ve ABD ekonomisi, artan büyüme, artan kurumsal kazançlar ve artan fiyatlar ile karakterize edilen erken dönem dinamikleri yaşıyor.  Ama bu hareket hala çok destekleyici bir para politikası ortamında ve. . . oldukça büyük bir mali teşvikle birlikte gerçekleşiyor” diye de dikkat çekiyor.

Bloomberg